-
1 davul gibi
[то́лстый] как бо́чка -
2 davul
бараба́н (м)* * *даву́л, большо́й бараба́нdavul dövmek — бить в бараба́н
davul sesi — бараба́нный бой
••davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı — посл. би́ли в бараба́н мы, а сбор доста́лся други́м
davul boynunda, tokmak bir başkanın elinde — погов. он всего́ лишь игру́шка в рука́х друго́го
- davul çalsan işitmezdavulun sesi uzaktan hoş gelir — погов. сла́вны бу́бны за гора́ми
- davul gibi
См. также в других словарях:
davul gibi — şiş ve gergin … Çağatay Osmanlı Sözlük
davul — is., müz., Ar. ṭabl Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı, bateri Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay Birleşik Sözler davultozu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TURA — (Aslı: Tuğra) t. Topuz gibi yapılmış mendil, kuşak gibi oyun âleti. Kös, davul, trampet gibi şeylere vurmaya mahsus ip veya çomak. * Kamçı, örme kırbaç. * Demet, bağ, paket. (Bak: Turra … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tokmak — is., ğı 1) Ağaçtan yapılmış iri çekiç Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu. S. F. Abasıyanık 2) Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça 3) Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmalı sazlar — is., ç., müz. Davul, zil, timbal, tef gibi vurularak çalınan çalgılar, vurmalı çalgılar … Çağatay Osmanlı Sözlük